Hutbe: Daimî Sünnetimiz Mukabele / Zekâtı Vermede Acele Edelim

Cuma Hutbesi

Muhterem Kardeşlerim!

Bugünkü hutbemizde özetle iki konuyu sizlere arz edeceğiz. Bu konulardan birincisi öteden beri ramazan ayı geleneğimizde bir sünnet olarak var olan “mukabele” konusudur.  

Mukabele, karşılık ve cevap verme anlamlarına gelir. Dinimizde ise, bilhassa ramazan aylarında camilerde veya evlerde namazların önünde ya da sonunda okunan Kur’an’ı takip etmek suretiyle hatim indirme geleneğidir.

Ramazan ayı oruç ayı olduğu gibi, aynı zamanda Kur’an mevsimidir. Çünkü Kur’an ramazan ayında inmeye başlamıştır. Resûlullah ﷺ Efendimiz, bir taraftan gelen Kur’an ayet ve surelerini ashabına hem sözlü hem de fiilî olarak tebliğ ederken Kur’an’ın nasıl okunacağını da öğretmiştir. Efendimiz ﷺ, her ramazan ayında Cebrail (a.s.)’la bir araya gelir; o zamana kadar inmiş olan Kur’an ayet ve surelerini karşılıklı olarak okurlardı. Bu mukabele Efendimiz ﷺ’ın vefat ettiği sene iki kere tekrarlanmıştı. Hatta Zeyd bin Sâbit gibi sahâbîler de bu son mukabeleye iştirak etmişlerdi.[1]

Değerli Kardeşlerim!

İşte bugünkü mukabele geleneğimiz bu esasa dayanır. Kur’an okumak, okunan Kur’an’ı dinlemek büyük ecir ve mükâfat kazandıran güzel amellerimizdendir. Kur’an okunmasının ve dinlenmesinin ehemmiyeti hakkında ayetlerden iki tanesi şöyledir: “Şüphesiz, Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden, gizlice ve açıktan Allah yolunda harcayanlar, asla zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler.”[2]
“Kur’an okunduğu zaman ona kulak verin, dinleyin ki merhamet olunasınız.”[3] Birinci ayette Kur’an okuyanların kârlı bir manevi ticaret içinde olduklarına işaret edilirken; ikinci ayette ise okunan Kur’an’ı dinleyenlerin Allah’ın merhametine nail olacakları müjdesi vardır. Okunan Kur’an’ın her harfine verilecek sevabı haber veren Peygamber Efendimiz ﷺ de şöyle buyurmuştur: Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her bir iyiliğin karşılığı da on sevaptır. Ben, elif lâm mîm bir harftir demiyorum; bilakis elif bir harftir, lâm bir harftir, mîm de bir harftir.”[4] Öyle ise, ramazan ayı boyunca camilerimizde okunan mukabele programlarına elimizden geldiğince iştirak edelim ve kardeşlerimizi de teşvik edelim. Bu Kur’an sofrasından nasibimizi derelim.  

Muhterem Müslümanlar!

Ramazan ayının bir vasfı da yardım ve ihsan ayı olmasıdır. İhsanların en büyüğü de farz bir ibadet olan zekâttır. Zekât yılın her ayında ödenebilir. Fakat ramazan ayında ödenmesi ramazan ayının bereket ve faziletlerinden de nasiplenmek demektir. Dolayısıyla Müslümanlar genellikle zekâtlarını ramazan ayında eda ederler. Ramazan ayının başında bulunduğumuz bu mübarek günlerde zekâta tabi olan mallarımızın hesabını yaparak zekâtlarımızı hemen şimdiden ödemeye başlamalıyız. Her alanda bize örnek olan Peygamber Efendimiz ﷺ’ın ramazan ayındaki cömertliğini İbn Abbâs (r.a.) şöyle anlatıyor: “Hz. Peygamber  hayır konusunda insanların en cömerdi idi. Özellikle ramazan ayında Hz. Cebrail (a.s.) ile görüştüğünde bu cömertliğinin sınırı olmazdı. Hz. Cebrail (a.s.) ile görüşmesi ise, ramazan ayı boyunca her gün gerçekleşirdi. Onun da hayır-hasenattaki cömertliği esen rüzgâra benzerdi.”[5] Bundan dolayıdır ki, hemen bugünden itibaren zekâtlarımızı hazırlayalım; Allah rızası için elimizden çıkaralım ve bir an önce muhtaçların yaralarına merhem olalım. Allah bütün amellerimizi dergâh-ı izzetinde kabul buyursun.

Not:

Hasene Derneğinin “Bir Kumanya Bin Sevince Vesile” sloganı ile 2019 yılı Kumanya Kampanyası tamamlanmıştır. Bu çerçevede 55 ülkede 288 gözlemci nezaretinde mağdur ve muhtaç kardeşlerimize 109.642 kumanya dağıtmı gerçekleşmiştir. Bu vesileyle Ramazan öncesi gerçekleşen bu kampanyaya bağışta bulunan ve dağıtımını yapan bütün kardeşlerimize mazlum ve mağdurlar adına teşekkür ederiz. Allah hayırlarınızı kabul etsin.

[1] Bkz. Begavî: Şerhü’s-Sünne, 4/526
[2] Fâtır suresi, 35:29
[3] A’râf suresi, 7:204
[4] Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân, 16, H. No: 2835
[5] Buhârî, Savm, 7, H. No: 1769

Hutbe-Daimi Sünnetimiz Mukabele