Hutbe: Hz. Îsâ (a.s.)’ın Mesajı

Cuma Hutbesi

Muhterem Müslümanlar!

Yüce Rabbimiz Kur’an’da Hz. Îsâ hakkında şöyle buyuruyor: “Biz, Meryem oğlu Îsâ’yı, o (geçmiş peygamber)lerin izleri üzerinde Tevrat’tan (o güne) kalanın doğruluğunu tasdik edici olarak gönderdik. Biz, ona, Allah’a karşı sorumluluk bilinci taşıyanlara bir rehber ve bir öğüt olarak Tevrat’tan (o güne) kalanı tasdik eden, içinde rehberlik ve aydınlık bulunan İncil’i verdik.”[1]

Değerli Müminler!

Allah katında makbul olan din İslam’dır. İslam, Hz. Âdem (a.s.) ile insana lütfedilen ve bugün de yaşamakta olan tek dinin adıdır. Bizler bugün yaşayan Müslümanlar olarak Rabbimizin bize gönderdiğine, Efendimiz Muhammed Mustafa ﷺ’in tebliğ ettiğine inandık, iman ettik. Allah Teâlâ’ya ve Onun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine aralarında hiçbir ayrım yapmadan iman ettik.

Yeryüzünden nice ümmetler geldi geçti. Bizler bugünde yaşıyoruz. Biz de geçip gidiciyiz yeryüzünden. Her şey yok olucudur, Allah müstesna! İşte bu yeryüzünde de hiçbir şey kalıcı değildir, Onun dini müstesna. İnsanın yeryüzündeki serüveni devam ediyor. Allah Teâlâ’nın Resulünün tebliğ ettiği mesajlar hak ile batılı ayırmaya devam ediyor. Allah’ın Elçisine uyanlar nura gark oluyor, uymayanlar zulmette kalıyor.

Kıymetli Müslümanlar!

İnsanlığa gelen müjdeleyici ve uyarıcılardan birisi de Hz. Îsâ (a.s.) idi. Yeryüzünden gelip geçen ümmetlerden bir ümmet de Hz. Îsâ (a.s.)’ın ümmeti idi. O insanlara tevhidi beyan etmek üzere, insanların Tevrat’ta değiştirdiklerini aslına döndürmek üzere ve insanların aralarındaki ihtilafları çözmek üzere gönderilmişti. Zuhruf suresinin 63. ayetinde ifade edildiği gibi:
“Îsâ mucizelerle indiği zaman dedi ki: ‘Ben size hikmeti getirdim ve hakkında ihtilafa düştüğünüz şeylerin bir kısmını size açıklamak için geldim. O hâlde Allah’tan korkun ve bana itaat edin.’”[2]

Aziz Cemaat!

Hz. Îsâ (a.s.) sadece şekilde kalan, anlamı ıskalayan ve kendi içinde de parça parça olan bir dindarlığı bırakıp Allah’a hakkıyla kul olmaya davet etmiştir. Kendi aralarında çekişip durmakta olan dinî grupları tevhide, adalete, takvaya, merhamete çağırmıştır. Bu gözle okunduğunda, bugün kullanımda olan İncil de dâhil bu davetin izlerini görebilmek mümkündür. O kendinden önce gelen peygamberleri tasdik ederek toplumu ıslah etmeye çalıştı. Gösterişçiliği, başkasına öğüt verip kendi yapmamayı, dini toplumsal itibar için kullanmayı, aşırıya gitmeyi yasakladı. İnsanlara Yüce Allah’ın apaçık mesajlarını iletti. Tüm bunlara rağmen, Hz. Âdem (a.s.) gibi babasız dünyaya gelişiyle, beşikte konuşmasıyla ve daha nice mucizesiyle aşikâr olan elçiliğinden insanlar yüz çevirdi. Kulakları sağırlaşan, gözleri körleşen ve ondan yüz çevirenler bununla da yetinmeyip ona ihanet ettiler.

Değerli Kardeşlerim!

Bizler bugün hâlâ nefes alıp verebiliyorken bir kez daha durup düşünmeliyiz. Bizden öncekilerin yaşadıkları bize neyi anlatılıyor? Hz. Îsâ (a.s.)’ın hayatı bize neyi anlatılıyor? Yeryüzünde bize tanınan belirli bir süre var. Bu süreyi, bizden önceki ümmetlerin imtihanlarını uzaktan ve dışardan okuyarak değil bizzat o imtihanın izlerini sürerek ve hataları kendimizde arayarak değerlendirmeliyiz. Bu da dinimizi isteklerimize göre değiştirerek değil, hayatımızı dinimize göre tanzim ederek mümkündür. Yüce Rabbimiz bizi bu imtihanda başarılı kılsın.

Not: Hasene Derneği’nin “Bir Kumanya Bin Sevince Vesile” sloganı ile başlattığı 2019 yılı kumanya kampanyası devam ediyor. Ramazan ayı öncesi dünya mazlum ve mağdurlarına, 55 ülkeye bir gıda paketi göndermek isteyen, bağışlarını Hasene Derneği’ne ulaştırabilir.

[1] Maide Suresi, 5:46
[2] Zuhruf Suresi, 43:63