İdeal Baba Olmak

CUMA HUTBESİ

Muhterem Kardeşlerim!

Yeryüzündeki her canlıyı dişi ve erkek olarak yaratan Rabbimiz, varlıkların en değerlisi olan insanı da erkek ve kadın olarak yaratmıştır. Onlara birbirlerine karşı sevgi ve merhamet besletmiş, her birine farklı özellikler vermiş, bunun yanında onlara farklı sorumluluklar da yüklemiştir. Bu sorumlulukların biri de şüphesiz anne baba olma görevidir. Kur’ân-ı Kerîm’de “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun.”[1] buyurulmaktadır.

Baba, ailesinin geçimini helal yoldan sağlamalı, evladına güzel bir isim koymalı, çocuklarını İslam ile terbiye etmelidir. Yani ailesine karşı hem maddi hem de manevi anlamda görevleri vardır.

Aziz Kardeşlerim!

Yaşantımızı tanzim eden Kur’ân-ı Kerîm’de erkeklere baba olmanın inceliklerinden de bahsedilmektedir. Kendisine hikmet verilmesi sebebiyle adı Lokmân’ul-Hakîm olan Lokmân (a.s.) oğluna “Oğulcuğum! Allah’a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür.”[2] diye öğüt vererek ona doğru ile yanlışı öğretmişti. Onun “Oğulcuğum[3] diye şefkat içeren hitabı bizlere, her ne olursa olsun evlatlarımıza karşı merhametli davranmamız gerektiğini öğretir. Öte yandan eşi ve evladıyla imtihan olan Nûh (a.s.)’ın kendisine iman etmediği hâlde oğluna “Haydi yavrum gel, sen de bizimle birlikte gemiye bin.”[4] diye davette bulunması bize neslimize karşı her şeye rağmen şefkatli olmamız gerektiğini hatırlatır. Atamız İbrâhim (a.s.)’ın neslinin namaza devam edenlerden olması için yaptığı dua bize sebat etmeyi ve teslim olmayı gösterir.

Kıymetli Müslümanlar!

Çocuklara ve kendi evlatlarına çok düşkün olup sevgisini göstermeyi hiç esirgemeyen şefkat peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) de bize ideal baba olmanın inceliklerini öğretmektedir. Peygamberimiz evlatlarının hidayet, takva ve güzel ahlaklı olmaları için çırpınan bir baba idi. Âlemlere rahmet olarak gönderilme vasfını çocuklarına merhametli davranarak göstermişti. Kapı tıklayışından Hz. Fâtıma’nın geldiğini anlayacak kadar çocuklarına karşı ilgiliydi. Elbette sadece kendi evlatlarına değil, ümmetin tüm evlatlarına karşı da şefkatli ve merhametliydi. Bir keresinde Efendimiz şöyle buyurmuştu: “Ümmetimin çocuklarına, şeytanın ortak çıkmasından korkarım!” Yani şeytanın oyuncakları olmasından korkarım. Sahabe dehşete kapılıp sormuştu: “Yâ Resûlallah! Böyle olmaması için şeytanın tesirini nasıl kırabiliriz?” Efendimiz: “Onlara sevgiyi ve hayâyı öğreterek!” diye buyurarak çocuklarımızdan sevgiyi esirgemememiz, onlara hayâyı öğretmemiz gerektiğine vurgu yapmıştır.

Değerli Cemaat!

Ailemiz ve neslimiz bize emanettir. Bu emanete sahip çıkmak, Allah’ın emrettiği doğrultuda terbiye etmek imanımızın bir gereğidir. Cennetin annelerin ayakları altında olduğunu hatırımızdan çıkarmayarak hem çocuklarımızın annesine hem de evlatlarımıza karşı vazifelerimizi titizlikle icra etmek mecburiyetindeyiz. Helal lokmanın temininin yanı sıra helal bir yaşam alanı sunmak da elbette babanın önemli görevleri arasındadır. Büyüklerimizle olan ilişkilerimizin, eşimize karşı davranışlarımızın neslimize etki edeceğini, çocuklarımıza iyi veya kötü örnek olacağını unutmamamız gerekir.

Özellikle sosyal medyanın hayatımızın her alanını kapsadığı günümüzde boş vakitlerimizi evlatlarımızla yeterince ilgilenerek değerlendirmeli, onların zihinlerinin gayri ahlaki mecralara yönelmesini engellemeliyiz. Peygamber Efendimiz (a.s.) “Çocuklarınıza ikramda bulunun; onlara güzel bir terbiye verin.”[5] diyerek evlatlarımızı terbiye etmenin öneminden bahseder. Çocuklarımız istenmeyen davranışlar sergilediğinde bu sorunun kaynağını önce kendimizde aramalı, kendimizi ve yaşantımızı hesaba çekmeliyiz. Çocuklarımız doğru yerde vakit geçirmediğinde, “Acaba ben doğru yerde miyim?” diye önce kendimizi hesaba çekmeli ve ona göre hareket etmeliyiz. Yapmadığımız eylemleri çocuklarımızdan bekleyerek başarı elde edemeyiz. Unutmamalıyız ki çocuklarımız her davranışımızla bizi örnek alırlar. Baba olarak şu duayı dilimizden eksik etmeyelim: “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle.”[6] Amin!

 

[1] Tahrim suresi, 66:6

[2] Lokmân suresi, 31:13

[3] Lokmân suresi, 31:17

[4] Hûd suresi, 11:42

[5] İbn Mâce, Edeb, 3

[6] Furkân suresi, 25:74

Hutbe-Türkçe

Hutbe-Arapça

Hutbe-Hollandaca

Hutbe-Norveççe

Hutbe-İsveççe

Hutbe-Danca