Ahlak Anlayışımız

CUMA HUTBESİ

Muhterem Kardeşlerim!  

İnsanın doğuştan getirdiği ya da sonradan kazandığı tutum ve davranışların tümüne ahlak denmektedir. İyi ve güzel olan huy ve niteliklere sahip olmak, ahlaklı olmak anlamına gelmektedir. Yüce dinimiz İslam’ın ahlak ilkelerinde iyi, doğru ve güzel olanın ne olduğunu tayin eden, Kur’an ve sünnettir. Bu ikisi birbirinden ayrılması mümkün olmayan bir bütündür. Aziz olan Kur’ân-ı Kerîm’de mevcut olan ahlaki umdeler, insanlığa en güzel örnek olarak gönderilen Resûlullah (s.a.v.)’in hayatında bilfiil yaşanmıştır. Sahih sünnet, Kur’ân-ı Azîmüşşân’ın ilke ve değerlerinin hayata tatbikidir.   Hz. Âişe validemiz, Hz. Peygamber’in ahlakının Kur’an ahlakı olduğunu belirtmiştir.[1] Dolayısyla biz Müslümanların ahlak anlayışını belirleyen, âlemlerin Rabbi olan Allah (c.c.) ve Onun elçisi olan Hz. Peygamber (s.a.v.)’dir.

Değerli Müminler!

Bizler, “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.”[2] diyen Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in ümmetiyiz. Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de Peygamberimiz hakkında: “Ve şüphesiz sen büyük bir ahlak üzerinesin.”[3] diye buyurmuştur. Elbette insanlık tarihinde büyük şahsiyetler gelip geçmiştir. Ancak Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ahlakın her alanında zirveyi temsil etmektedir. Hayatının akışı içerisinde eşlik, babalık, dostluk, liderlik gibi sahip olduğu rollerin tümünde, kıyamete kadar insanlara örnek teşkil edecek mükemmel bir ahlak ortaya koymuştur. İslam’ın geleceğini temsil edecek olan yavrularımıza, Peygamberimizin ahlakını rol model olarak benimsetmeliyiz.

Aksi takdirde nesillerimizin yanlış rol modellere meyletmesi ve gayri ahlaki davranışlara özenmesi söz konusu olacaktır.

Kıymetli Cemaat!

Güzel ahlak, Müslüman’da bulunması gereken en ayırt edici vasıf olmalıdır. Müslüman, sahip olduğu sarsılmaz imanını ve üzerinde elbise gibi taşıdığı güzel ahlakını son nefesine kadar muhafaza etmelidir. Yalan söylemekten, iftira atmaktan, gıybet etmekten sakınmalıdır. Doğruyu söylemekten asla kaçınmamalı, emrolunduğu gibi dosdoğru olmalıdır. Allah (c.c.) onları Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle tarif eder: “Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever.”[4]

Aziz Müslümanlar!

İslam toplumu içerisinde makbul olan ve saygı görenler mal-mülk, makam ve şöhret sahipleri değil, güzel ahlak sahibi kişiler olmalıdır.  Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Müminlerin iman bakımından en mükemmeli, ahlak bakımından en güzel olanıdır.”[5] İslam ahlakını yaşayanlar el üstünde tutulmaya başlandığı zaman bunun toplumdaki olumlu karşılığı da şüphesiz görülecektir. Diğer taraftan, dünyanın farklı coğrafyalarında azınlıkta yaşayan Müslümanlar da sahip oldukları güzel ahlak ile İslam’ı en etkin surette temsil edebileceklerini asla unutmamalıdırlar. Dürüstlüğümüzle, merhametimizle, iyi komşuluk yaparak, vatandaşlık görevlerimizi hakkıyla yerine getirerek, kul ve kamu hakkına özenle riayet ederek ön plana çıkan insanlar olduğumuzda tebliğ vazifemizi de en etkin biçimde gerçekleştirmiş oluruz.

Rabbim bizleri ve nesillerimizi iyilik ve güzelliğin timsali olan, İslam ahlakını yaşayanlardan eylesin. Amin.

[1] Müslim, Müsâfirîn, 139

[2] Muvatta, Hüsnü’l-Hulk, 8; Ahmed b. Hanbel, 2/381

[3] Kalem suresi, 68:4

[4] Âl-i İmrân suresi, 3:134

[5] Ebû Dâvûd, Sünnet, 15

Hutbe-Türkçe

Hutbe-Arapça

Arapça-Sesli Hutbe

Hutbe-Hollandaca

Hutbe-Norveççe